Bilgilenelim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilgilenelim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos, 2020

Puantiyeler Kraliçesi Yayoi Kusama

 Birkaç gün önce güncel bir sanat dergisinde Yayoi Kusama'nın çizgi romana konu olacağını gördüm. Bu yüzden de hazır gündemdeyken, çok ilgi çeken bir sanatçı olan Yayoi Kusama hakkında bilgiler paylaşmak istedim.


"Sanat skalası çok geniş olan isimlerden. O, avangart sanatın en büyük temsilcilerinden. Minimalist, feminist sanatın, pop-art’ın öncülerinden olarak da gösteriliyor. Resim, heykel, kolaj, doğada yerleştirmeler, şiir, roman, sinema etkili olduğu alanlardan birkaçı."



1973'ten bu yana çalışmalarını Tokyo'da sürdüren Kusama, yaşadığı mental sorunlardan dolayı kendi isteğiyle stüdyosunun yanındaki bir hastanede yaşıyor. "Sanat olmasaydı kendimi çoktan öldürürdüm" diyen Kusama, aynı zamanda romancı ve şair.

"İki boyutlu olan resim sanatı, Yayoi Kusama’nın eserlerinde gerçeklik algısını dezenformasyona uğratır, zihinsel algısallığın ve mantığın bilinç dışına çıkmasına yol açar. Bu düşler tarlasındaki fizik dışı imgeler, bastırdığınız anılar, unutmaya çalıştığınız bazı olaylar, yalanlarınız, suçlarınız, hatalarınız, ayıplarınız vardır. Şizofren kişi, bunların arasında kalır ve kendine böyle bir dünyadan sürekli sesler geldiğini, gözünün önünde tuhaf nesneler belirdiğini zanneder. Yayoi Kusama da tamamen buradan beslenir, diyebiliriz. Ancak onun bu düşsel zenginliğini, geniş hayal gücünü, yaratıcılığını sadece şizofren ve takıntılı olmasına bağlayamayız."
"Eserlerinde sıklıkla kullandığı puantiye ve nokta desenlerini her disiplinde uygulayarak, düşündüklerini tablolarında, duvarlarda ve daha sonra çeşitli objelerde yaşatmaya devam etti. Döneminin ruh haline göre çeşitli disiplinde çalışma yapmasına ve başarılı olmasına rağmen çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Olağanüstü çalışma azmi, işlerinin güncel sanat anlayışında kabul görmesi, onu hep zirveye taşımıştır."https://youtu.be/EjPDTKdcjUA


29 Temmuz, 2020

Leonardo da Vinci ve "Defterler"i


Bugün sizlere biraz Leonardo da Vinci'den bahsedeceğim. Leonardo benim en çok ilgi duyduğum ressamlardan biri. Çünkü sadece ressam değil, birçok konuda çalışmalar yapmış bir dahi. Özellikle insan anatomisini öğrenebilmek için, doğru figür çizebilmek için mezarları açıp kadavraları incelediğini, sonrada onların anatomi çizimlerini yaptığını duyduğumda çok etkilenmiştim.  Şimdi biraz bunlardan bahsedeyim.
 Leonardo da Vinci’nin gizli kalmış anatomi çalışmaları bilim için büyük önem taşımaktadır. Bir sanatçının insan ve hayvan anatomisini inceleme ihtiyacı duyması o dönem için oldukça ilgi çekicidir. Dönemin şartlarına bakıldığında bu incelemelerin çok da kolay olmadığı bir gerçektir. Fakat Leonardo’nun sahip olduğu merak, tüm zorluklara göğüs germesine neden olmuştur.

"Sadece damarların nasıl çalıştığını, işlevini anlayabilmek için 10 tane cesedi açmak zorunda kaldım.

Yaşadığı zorlu süreçleri notlarında ifade eden Leonardo bir notunda böyle der. Damarların işlevini anlamak için 10 cesedi açması, parçalaması ve incelemesi onun ne kadar detaycı ve araştırmacı olduğunu göstermektedir. Gördüklerini, sık sık duraklayıp yavaş yavaş çizmesi de çalışmalarının sürelerini uzatmıştır. Tüm bunlara rağmen asla vazgeçmemiş, yaklaşık otuz kadavra üzerinde inceleme yapmıştır. Leonardo gizlilik açısından geceleri çalışmaktadır, bu durum fetüsü incelediği dönemde Papa’ya şikâyet edilmesine kadar devam eder. Bu şikâyetin sonrasında tahmin edilen olur ve Leonardo’nun kadavra inceleme çalışmaları yasaklanır. Bu yasağın Leonardo’yu çok etkilediği söylenemez çünkü o zamana kadar Leonardo kendisini tatmin edecek kadar inceleme yapmış ve bunları kâğıtlara dökerek hâlâ büyük öneme sahip eskizler oluşturmuştur. Kalbi tüm detaylarıyla çizdiği eskizler sonraki dönemlerde bilim adamları için büyük öneme sahip olmuştur.


 Leonardo da Vinci, sanat tarihinde önemli bir isim olduğu kadar (kadavralardan  bilgi toplayan bir bilim adamı olmasıyla) bilim dünyasında da önemli bir yere sahip bir dahidir. Sanatçı ruhu ile bilimsel bakış açısını buluşturabilen kimliği onu eşsiz dahiler sınıfına sokmuştur.  Mükemmelliyetçi ve araştırmacı yapısı, arkasında kusursuz yapıtlar bırakmasına yol açmıştır. Sanatçı kimliğinin bu denli ön plana çıkmasında, geri planda kalan bilimsel çalışmalarının rolünün de büyük olduğu bir gerçektir. Onun olanaksızlıklar içerisinde gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaları gelecekte de ona hayranlık duyulmasını sağlamıştır.

 Şimdi size bende olan bir kitaptan bahsedeceğim. Kitabın adı "Defterler". İçerisinde Leonardo'nun tuttuğu defterlerdeki bazı notlar ve çalışmalar bulunuyor. Tüm hayatı boyunca Leonardo sayısız defter tutmuş. Bunların net sayıları hâlâ tam olarak bilinmiyor. Kitapta, bu defterlerden derlenen çalışmalarının en büyüleyici olanlarını bir araya getirerek Leonardo'nun nefes kesici bir ustalıkla ortaya koyduğu kendi notları ve hassas çizimlerini merak eden okuyucularla buluşturuyor. Yıllar sonra Leonardo'nun yazdığı notları okumak bence çok etkileyici. Belki de ondan öğrenecek çok şey vardır.



24 Temmuz, 2020

Bob Ross'un tabloları nerede


   "Belki şurada küçük mutlu bir ağaç vardır"
 

  Tam 11 yıl ve 30 sezon boyunca süren TV programı "Resim Sevinci" ile insanlara resim sanatını sevdiren Bob Ross'un orjinal bir tablosuna sahip olmak çok zor. Birçok insanın bugüne kadar orjinal bir Bob Ross tablosuna sahip olmak için gösterdiği çaba sonuçsuz kaldı. Bob, 1983 yılında başladığı ve 403 bölüm çektiği TV programı için her bir resmini tam 3 kez yapıyordu. İlkini programdan önce kendisine rehberlik etmesi için, ikincisi program esnasında ve üçüncüsünü ise program bittikten sonra eğitim setleri ve kitapları için yapıyordu.
 
 Bu tabloların çok büyük bir kısmı, Bob Ross Inc. adındaki şirketin Virginia'daki ofisinin bir odasında, kutuların içinde istiflenmiş şekilde bekliyor. Şirketin bugünkü yöneticisi Joan Kowalski, tabloları satma niyetlerinin olmadığını söylüyor. Özellikle yaptığı üçüncü kopyalarının bazıları, kendisini keşfeden insan ve iş ortağı olan Annette Kowalski'de. Elbette Bob, yalnızca programı için resim yapmadı. Hatta 1991'de The New York Times'a verdiği röportajda 30 bine yakın tablo yaptığını söyledi. Bu yüzden nadiren de olsa bir yerlerden orjinal bir 'Bob Ross' çıkabiliyor. Bob'un ortağı Annette, ortaya çıkan bu tabloların orijinal olduğunu onaylama ve sertifikalarını düzenleme yetkisine sahip tek insan. İmkan olsa hepimiz orijinal bir Bob Ross tablosuna sahip olmak istemez miydik?

 Kaynak: The New York Times