Bu haftanın kelimelerini EsTen vermiş. Ben de ilk defa katılıyorum. Kelimeler: Parmak ucu, ruh, veda, sevilmek, satır. Umarım yazımı beğenirsiniz.
Parmak uçlarından tüm vücuduna doğru yayılan bir kasılma, ruhunu adeta dolduran bir korku sardı. Bu sıradan bir şeydi onun için artık. Herkeseydi öfkesi. Bu dünyaya gelmesinden başlayıp, neden sevilmeyi beceremediğine kadar uzayıp gidiyordu. Tüm bu birikimlerin patlamasıydı. Her yıl, bedeninden hesabını sorar gibi boğazına düğümlendi. Panik hali yayıldı yine tüm bedenine. Bu atakları ara sıra geçirirdi. Nedenini bazen çok iyi bildiğini söyler, bazen de olur olmadık zamanda tutuyor işte derdi. Yatağın yanındaki kahverengi sandalyeye tutunarak oturdu. Dizlerinin titremesini hissedebiliyordu. Başı daha fazla dönmesin diye gözünü önündeki masada duran kağıtlara doğru sabitledi. Rengi sararmış gözleri fırlayacak kadar açılmıştı.
Yıllar önce veda etmişti aslında hayata. Birkaç yıldır sadece yaşayan şey bedeniydi. Oradan oraya yürüyebilen bir bedenden ibaretti sadece. Sevdikleri hayattayken hiçbirinin kıymetini bilmemişti. Ama tam da birkaç yıl önce işte… Onları kaybettiğinde günden güne bunu daha net anladı. Ruhunda yaşama tutunmuş en ufak bir belirti bile kalmadı. Ruhu aslında sevdikleri gibi hayata veda etmişti çoktan, bedeni ayakta durmaya çalışsa da. Sevdikleri dediğime bakmayın ama siz. Hayattayken sevemeyip kaybedince sevdikleri desem daha doğru. Kağıtlara doğru sabitlediği gözlerini çevirdi. Eski siyah çekmecenin kulbunu tuttu açmak için. Fazlasıyla eskimiş olacak ki elinde kaldı tuttuğu gibi. Zar zor çekmeceyi açarak bir tükenmez kalem çıkardı. Son birkaç yıldır belkide düzgün yaptığı tek iş yazı yazmaktı. Tarih atarak başladı yazısına. Satırlarını yazarken çok da düşünmedi zaten.
Ve boş kağıda şunları sıraladı. ‘‘Hiç sevmeden sevilmeyi bekledim. Kaybetmeyeceğimi düşünerek hareket ettim. Bir başıma sevilmeyi bekliyorum yine. Bunları biri okusa bana gülerdi. Ben de hep güldüm. Acınası halime gülüyorum yine. Baksana neye tutsam elimde kalıyor. Birde konuşuyorum kendi kendimle şimdi de. Sanki görecekler gibi baksana falan diyorum. Artık sadece bu hayatta öğrendiklerimi yazıyorum. Yaşarken öğrenemeyip, ruhum öldükten sonra öğrendiklerimi yazıyorum. Deli sanan da olabilir beni. Ama ben de daha yeni yeni öğreniyorum. Sevmeyi de sevilmeyi de yeni yeni öğreniyorum…’’
Çok güzel olmuş hocam, kalemine sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilHarika bir yazıydı. Özellikle son paragrafa bayıldım. Emeğine yüreğine sağlık 🧿👏🌺😊🤚
YanıtlaSilTeşekkür ederimm😊
SilYüreğinize sağlık çok güzel derin bir yazı olmuş, son paragraf çok etkileyici..
YanıtlaSilAslında karakterin acınası olduğunu hiç düşünmedim, demek ki insanı acınası yapan şey kendi fikirleridir.
YanıtlaSilBencede fakat yazdığım karakter öyle olduğunu düşünüyor yani onun öyle hissettiğini düşünerek yazdim
SilKaleminize yüreğinize sağlık, ancak size bir yorumum olacak bunun için bana bir mail adresi paylaşabilir misiniz?...
YanıtlaSilTeşekkürler. Tabi
Silya amaniin bu kahramanın yerinde olmak istemezdiiiim :)
YanıtlaSilBende istemezdim Deep. Zaten ben neşeliyim ama hikayelerimdekiler hep hüzünlü :)
Silah çok dramatik üzüldüm karakterin haline oldukça da iyi aktarmışsın duygu durumunu kalemine sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim 😊
SilElinize sağlık güzel olmuş :)
YanıtlaSilTeşekkürler:)
SilKalemine sağlık okurken hissettim o acıyı...
YanıtlaSilTeşekkür ederimm
SilKaybedince kıymet bilmek çok acı.
YanıtlaSilKeşke kelimesi sanırım tam o an tüm anlamıyla iç parçalıyor.
Evet çok doğru söylediniz.
SilEmeğine kalbine sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Sil